Haber

Cumhurbaşkanlığından seçim tarihi açıklaması: Erdoğan yeniden aday olabilir mi?

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum, Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı:

“10 OLASI TARİH”

“Seçim yasası açısından baktığınızda birkaç parametre var. Birincisi 6 Nisan 2022’de bir seçim yasası çıktı. Bu yasanın yürürlüğe girmesi için seçimin 6 Nisan’dan önce yapılması, kesinlikle.ilk kriter bu.6 Nisandan sonra ve 18 Hazirandan sonra.Bu seçimden önce yapılabilir.Süreçlerden, hacdan söz etti.Üniversite sınavı var.Çeşitli faktörlerden dolayı bu faktörlerin hiçbiri düşünülmez. Hükümetle ilgili.Erken seçim sorunu temelde parlamenter sistemin kurumudur.Politik ve bazı sosyal nedenlerle erken seçim yapılabilir.İlki 1957 ve sonuncusu 2018. İktidarın blokajı oldu.Erken seçimin ortaya çıkmasıyla birlikte erken seçim yapıldı.Bugün 18 Haziran’da yeni sistemde erken seçimin kurumsal bir kavramı yok;yeniden seçim kavramı var.Siyaset yapabilir reklam gibi bir değerlendirme 18 Haziran tarih ve gününün aptasyonu. Benim izlenimim böyle bir değerlendirme yapılacağı yönünde. Muhtemel derseniz, 10 olası tarih vardır.

“Muhalefet demokrasiye olumlu bakmıyor”

Asıl soru şu: Muhalefet 6 Nisan’dan sonra yapılabilecek seçime takviye vermeyeceğini açıkladı. Değişen Seçim Kanunu’nda neler var? Yüzde 10 barajı yüzde 7’ye düşürüldü. Muhalefet, seçimlerin %10’luk bir barajla yapılmasını tercih ediyor. Yıllardır herkes barajın düşürülmesini savunuyor. Sonuçta, bu prensipte mantıklı değil mi? Seçime sadece iki ittifak mı girecek? Başka birçok parti var. Demokratik siyasi katılım böyle mi görülüyor? Sadece mecliste olmak seçime katılmak için yeterliydi, o da kaldırıldı. Muhalefetin 6 Nisan’dan önce seçim yapalım demesi, yeni seçim yasasının çıkmasının istenmesi bana demokrasiye olumlu bakmadıklarını gösteriyor. Bu benim değerlendirmem. Değiştirilmiş yasalar, demokratik hakları açan yasalardır. Buna karşı çıkmak bence antidemokratik bir yaklaşımdır.

“CUMHURBAŞKANI SEÇİM YASASI UYGULANIYOR, VURGU YOK”

Seçimlerin yenilenmesine Meclis karar verebileceği gibi Cumhurbaşkanı da karar verebilir. Seçim tarihinde bir güncelleme olursa bu kararı Cumhurbaşkanı verecek. Bu karar 48 saat içinde yayımlanmalıdır. Seçim 60 gün sonra ilk Pazar günü yapılacak. Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu daha sonraki bir kanundur. Daha sonra çıkarılan kanun, TBMM Seçimlerine Dair Kanun’un bu hükmünü zımnen yürürlükten kaldırmıştır. Burada uygulanacak kanunun Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu olduğuna şüphe yoktur. Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu sonraki kanun olduğu için bu kanun uygulanacaktır. Burada tereddüt yok. 60 gün Cumhurbaşkanı karar tarihinden itibaren sayılacaktır. Seçimler 60 gün sonra ilk Pazar günü yapılır. Cumhurbaşkanı karar verdikten sonra en erken 60, en geç 66 gün içinde seçim yapılacak.

“Yeni sisteme göre cumhurbaşkanı 1. döneminde”

Hem Cumhurbaşkanı hem de Parlamento seçimlere birlikte katılıyor. Bununla birlikte siyasî hukukta seçimlerin yapılması demektir. Fesih, o kararı veren dönemin varlığını etkilemez. Burada hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı kararını verdiğinde birlikte kendi varlıklarını sona erdirirler. Buna siyasi hukuk açısından birlikte son vermek denir. Sistem, bir Cumhurbaşkanının iki kez seçilebileceğini söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014’te Cumhurbaşkanı seçildi ve 2018’de seçildi. O zamana birinci devre, bu zamana da ikinci devre denir. Başkan iki kez seçilebilir. Anayasa’nın 100. maddesi TBMM’de sıfırdan slogan olarak kabul edildi. Mülga 101. maddedeki kelime 30 Nisan 2018’de zaten yürürlükten kaldırılmıştı. Yeni 101. madde yürürlüğe girdi. Eski ifadeye göre değerlendirme imkanı yok. Anayasa’ya göre 101. madde de dahil olmak üzere bazı unsurlar seçim takviminin başladığı gün itibariyle yürürlüğe giriyor. 101. madde yürürlüğe girdiğinden, ondan sonra bir seçim yapıldı. Yeni sistem nedeniyle Cumhurbaşkanı birinci dönemini yaşıyor. Kamu hukukunun durumu da niteliksel olarak değişmiştir. Adaylar ve yetkililer arasında birçok farklılık var. Daha önce Cumhurbaşkanı sorumsuzdu, şimdi sorumlulukları var. Kamu hukukunun statüsü de değişti. Sayın Cumhurbaşkanı aday gösterilince zaten bu tartışma bitecek. İstifa yükümlülüğü, kamu görevinde bulunanlar hakkındadır. Sisteme göre bakan yardımcıları istifa etmeli. Ancak bakanlar istifa etmeden aday olabiliyor. Tam anlamıyla devlet memuru değiller.

“SEÇİM TARİHİNİ GÜNCELLEMEK İÇİN BURADAYIZ”

Burada belirli bir süre var dedik. Bu 5 yıldır. Amerikan modelinden farkı budur. Bazı kurallar gereği seçimlerin yenilenmesi mümkün olabilir. Sabit süre, Amerikan modelinde tartışılan konulardan biridir. Esnek sabit son tarihlerimiz var. Erken seçim parlamenter sistemin ürettiği bir olgudur. Genellikle hükümetin onu koruyamadığı durumlarda olur. Burada hükümet eksikliği yok. Burada erken seçim var; seçim tarihi güncellemesi değildir.

“400’DEN FAZLA OYLA KABUL EDİLEBİLECEK BİR PROJEM VAR”

Muhalefet partilerinin prensipte genel mutabakat olduğu söylendi. Prensip olarak mesele şu: Bu, kadının kişiliğini korumakla ilgili. Türkiye’de muhafazakar bir zihniyete sahip olduğu için erkek yargıçla ilgili bir sorun yoktu; ancak başörtüsü takmak istediği için hakim ya da avukat olamayacağı sonucuna varıldı. Bu, kadının kişiliğinin korunmasına ilişkin bir düzenlemedir. Bu yüzden çok önemsiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu kanun dedi, Cumhurbaşkanımız anayasa dedi. Önemli olan 400’den fazla milletvekili ile kabul edilmiş olmasıdır. İki ölçü koyuyorum. Hele Sayın Kılıçdaroğlu bu konuda samimiyse anayasal düzeyde bir inceleme yapılmasından yana olacaktır. Seçimler için takviye olacak ve iktidar arayışı orada bir imtihan olacak. Gördüğüm kadarıyla burada bir samimiyet olmalı. 360-400 ortası ise üç sandık kurulur. Bu müzakerelerden sonra 400’den fazla oyla kabul edilebileceğine dair bir tahminim var. Anayasada bir hak ve özgürlük yer almalı mı; ya da yasada yer alıp almadığı tabii ki referandum yapılabilir. Çünkü bu özgürlük yasak değildir. Bir şeyi yasaklamak istiyorsanız, bunu referanduma sunamazsınız.

“360’IN ALTINDA KALMAZSA REFERANDUMA GİTMEZSİNİZ”

Önemli olan bu önermenin sorunun analizine yönelik içerikte olmasıdır. Önerinin temeli, sorunu çözecek olmasıdır. Burada amaç sorunun çözülmesi ise, üzerinde uzlaşılan teklif üzerine anayasa değişikliği yapılması çok makul olacaktır. 400’ün üzerinde oyla kabul edileceğine dair bir tahminim var. Yine de hak ve özgürlükler ve kadın özgürlük alanlarının genişletilmesi konusunda tüm tarafların samimi tavır aldığı bir yaklaşım benimsiyorum. Çözüm iradesini birlikte ortaya koyarlarsa, hepsinin kazanacağını düşünüyorum. 360 ile 400 arasında aile düzenlemesi kabul edilirse mutlaka referanduma gidecek. 360’ın altında kalırsa referanduma gidecek bir kabul olmaz.

HDP’NİN KAPATILMA İMKANI

Anayasa Mahkemesi’nin takdirindedir. Bildiğim kadarıyla yarın sözlü açıklama yapacaklar. AYM ek süre verebilir. Başkan o takvimi belirliyor. Başkan seçimden önce bitmesini istiyorsa, yeterli zaman var. AYM Başkanlığı için seçim var. Bu, 25 Ocak’a kadar tamamlanması gereken bir şey. Zühdü Bey’in ikinci cumhurbaşkanı seçildiği tarih 25 Ocak. 25 Ocak’tan önce seçim yapılacak. Bence yeni liderin dinlenmek için yeterli zamanı var. Zühdü Bey’in adaylığının önünde hiçbir engel yoktur. Dilerse seçimden önce kapatma kararı almak üzere genel kurulu toplantıya çağırabilir.

HDP’NİN HAZİNE YARDIMININ ENGELLENMESİ SORUNU

Bu konuyu gündeme getiren hukukçuların tüm bilgileri doğru vermesi gerekir. Anayasa’nın 149. maddesi genel kurulların ve dairelerin salt çoğunlukla karar verdiğini belirtir. AYM Kanunu’nun 65. maddesi de aynı şeyi söylüyor. Nitelikli çoğunluk nihai kararlarla ilgilidir. Burada nisap salt çoğunluktur. Sonuçta Anayasa Mahkemesi bu talebi uygun gördüğü için karar verdi. 30 gün sonra tekrar buna değecek. Önlem almayı mantıklı buluyorum. Kamu kaybı olur ve bence böyle bir önlem alınması eleştirilecek bir şey değil. Siyasi süreçleri yargı kararları üzerinden incelemek olağandır; Ama siyasetin yükünü yargıya yüklemeyelim.”

KAYNAK: HABERTURK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu